NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 2875 >>

قوله تعالى ثم إنكم يوم القيامة عند ربكم تختصمون

327- "Ey insanlar! Sonra Siz, Kıyamet Günü Rabbinizin Huzurunda Duruşmaya Çıkacaksınız" (Zümer 31)

 

أخبرنا محمد بن عامر قال حدثنا منصور بن سلمة قال حدثنا يعقوب عن جعفر عن سعيد بن جبير عن بن عمر قال نزلت هذه الآية وما نعلم في أي شيء نزلت ثم إنكم يوم القيامة عند ربكم تختصمون قلنا من نخاصم ليس بيننا وبين أهل الكتاب خصومة حتى وقعت الفتنة قال بن عمر هذا الذي وعدنا ربنا أن نختصم فيه

 

[-: 11383 :-] İbn-i Ömer der ki: "Ey insanlar! Sonra siz, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda duruşmaya çıkacaksınızlı ayetinin nüzul sebebini bilmiyorduk ve: "Kiminle muhakeme olacağız, bizimle Kitab ehli arasında husumet yok ki" diyorduk. Nihayet (Müslümanlar arasında) fitne çıkınca, o vakit bu ayetin bizim hakkımızda indiğini anladım.

 

Tuhfe: 7069

 

Bu Hadisi Kütüb-i Sitte sahiplerinden Sadece Nesai rivayet etmiştir.

 

 

قوله عز وجل { الله يتوفى الأنفس حين موتها }

328- "Allah, Öleceklerin Ölümleri Anında, Ölmeyeceklerin de Uykuları Esnasında Ruhlarını Alır ... " (Zümer 42)

 

أخبرنا محمد بن كامل قال أخبرنا هشيم عن حصين بن عبد الرحمن عن عبد الله بن أبي قتادة عن أبيه قال خرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم ونحن في سفر ذات ليلة قلنا يا رسول الله لو عرست بنا قال إني أخاف أن تناموا فمن يوقظنا للصلاة فقال بلال أنا يا رسول الله فعرس القوم فاضطجعوا وأسند بلال إلى راحلته فغلبته عيناه فاستيقظ رسول الله صلى الله عليه وسلم وقد طلع حاجب الشمس فقال يا بلال أين ما قلت قال يا رسول الله والذي بعثك بالحق ما ألقيت علي نومة مثلها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن الله قبض أرواحكم حين شاء وردها عليكم حين شاء ثم أمرهم فانتشروا لحاجتهم فتوضؤوا وقد ارتفعت الشمس فصلى بهم الفجر

 

[-: 11384 :-] Abdullah b. Ebi Katade, babasının şöyle dediğini nakleder: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir yolculuğa Çıktığımızda gece vakti giderken: "Ey Allah'ın Resulü! ara versen'" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Uyumanızdan korkarım. O zaman namaza bizi kim uyandıracak?" buyurunca, Bilal: "Ben uyandırırım ey Allah'ın Resulü!" dedi. Halk konaklayıp uzanınca Bilal sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyanıp güneşin doğmuş olduğunu görünce:

"Ey Bildl! Sözün ne oldu?" diye sorunca, Bilal: "Seni hak olarak gönderene yemin ederim ki; daha önce üzerime böyle bir uyku hiç çökmemişti" diyerek cevap verdi. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir" buyurdu. insanlar ihtiyaçları için dağılıp abdest aldılar. O zaman güneş yükselmişti. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara sabah namazını klldırdı.

 

Tuhfe: 12096

921'de tahrici geçmişti.

 

 

قوله تعالى { يا عبادي الذين أسرفوا على أنفسهم }

329- "Ey Kendilerine Kötülük Edip Aşırı Giden Kullarım ... " (Zümer 53)

 

أخبرنا الحسن بن محمد قال حدثنا حجاج عن بن جريج قال أخبرني يعلى عن سعيد عن بن عباس أن ناسا من أهل الشرك قد قتلوا فأكثروا ثم أتوا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالوا إن الذي تقول وتدعوا إليه لحسن لو تخبرنا أن لما عملنا كفارة فنزلت والذين لا يدعون مع الله إلها آخر ولا يقتلون ونزلت { يا عبادي الذين أسرفوا على أنفسهم }

 

[-: 11385 :-] İbn-i Abbas anlatıyor: Müşriklerden bir çok kişiyi öldürmüş bazı kimseler Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gelip: ''Anlattığın ve kendisine davet ettiğin şey haktır. Peki, bizim bu yaptıklarımızın bir kefareti var mı?" diye sordular. Bunun üzerine: "Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın cezasını) bulur. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli kalır. Ancak tövbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir." (Furkan Sur. 68-70) ayetleri nazil oldu. Yine bu konuda şu ayet de nazil oldu: "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Zümer 53)

 

Tuhfe: 5652

3453'te geçmişti.